13 Aralık 2013 Cuma

Of bu tekrar çekilen diziler ...

Sizi bilmem ama ben yeniden çekilen film ya da dizilere çok önyargılı yaklaşıyorum. En son TV'de "Yaprak Dökümü" nü izlemiştim. Evet sürükleyiciydi ama benim asıl favori "Yaprak Dökümü " dizi TRT'de 1988 yılında yayınlanmış olanı . Esere uygun çekilmişti çünkü. İzlemediyseniz mutlaka tavsiye ederim,lütfen izleyin :)

Yine benim için tek Çalıkuşu Aydan Şener'dir mesela ..Kenan Kalav da Kamuran'dır benim için .

Ya ben eskide yaşıyorum anladım :)


12 Aralık 2013 Perşembe

Yılın ilk beyazı nihayet düştü :)

Tabi benim veletler sabahın erken saatlerinden itibaren okul tatili beklediler ama haber gelmeyince de okuldaki kar etkinlikleri için koşarak gittiler. Hatta Selen Bige havuç ve 7-8 tane zeytin de götürdü ki ,kardanadamı yakışıklı olsun .:D

Çocukluğumdan beri soğuğu severim aslında ama büyüdükten sonra sokakta yaşamak zorunda olanları düşününce sevinç falan kalmıyor .

Görüntü güzel ,çocuklar şen ama keşke herkes sıcacık evinde olsa,sokakta kimseler kalmasa ...

29 Kasım 2013 Cuma

Yeniden merhaba :)

Çokkk uzun bir aradan sonra yine geldim işte.

Arada burayı çok boş bıraktığımı farkediyordum ama içimdeki Garfield yazmamı hep engelledi . Nihayet bugün ,hatta tam da şu dakikada ,sevgili bloğumu açtım ve işte bu satırları karalıyorum.

Hani eskiden mektup yazmaya "Nasılsın iyi misin? Beni soracak olursan iyiyim .E daha daha nasılsın? " replikleriyle başlardık ya aynı o misal :) ben de size soracağım şimdi aynısını .

"Eee..Daha daha nasılsınız bakalım ? Küçükler büyüdü ,okula başladı mı? Okula başlayanlar daha da büyüyüp ergen moduna girdiler mi? Havanız nasıl? Keyfiniz nasıl? Zaten büyük olanlar üniversiteye başladı mı? Umarım herşey herkes için yolunda gidiyordur.

Bakın burayı açmama sebep ,canım kızım ,Çakıltaş'ım ve bizden haberler burda :

Kızın Tip1 diyabet olalı tam tamına 4.5 sene olmuş. Ne garip ! Hem çok hızlı geçmiş gibi geliyor hem de sanki yüzyıllar geçmiş gibi hissediyorum. İki zıt his .Ama galiba normali bu . 

17 Temmuz 2009 ..  3.5 yaşındaki kızımın hastaneye yatıp Tip1 diyabet teşhisi konulduğu ve bizim ailece tepetaklak olduğumuz gün ..Bir daha hiç nefes alamam ,bir daha hiç gülemem sanıyordum o zamanlar. Zaman garip bir şey ve gerçekten de zaman herşeyin ilacı . Zamanla başınıza ne geldiyse yaşamayı başarıyorsunuz . Tam bir sene ,dış dünyaya kapatmıştım kendimi .."Neden ,neden bizim başımıza geldi  soruları ,isyanlar ,insan içine çıkmaktan nefret etmeler, ..." En sonunda "Yeter be " dedim kendime .." Ne bu halin ? Bu halde kime ne faydan olacak ? Silkin artık,yeter " dedim ve gerçekten dünyaya döndüm :) Sonrası çorap söküğü gibi geldi.

Biz Tip 1 Diyabeti kabul edince ,onunla yaşamak ta daha kolay oldu .Zamanla herşeye alıştık,düzeni oturttuk çok şükür. Şimdi Çakıl'cım 2.sınıfta . Okulunda çok sevdiğimiz bir hemşiremiz var ve Allah'a şükür ki diyabet konusunda da eğitimli . Bu büyük şans ..

Ben neler yaptım uzun zamandır , söyleyeyim. Üniversite sınavına girdim ve 2 yıllık İngilizce Çevirmenlik bölümünü kazandım ,hazırlıkla beraber 3 yıl her gün okula gittim ve bu sene Haziran ayında kızımla Kep törenine katılıp ,Kep bile fırlattım . 45 yaşındayım ama gördüğünüz gibi insan isterse imkansız hiç bir şey yok .

Lütfen sizlerin de içinde ,çok istediğiniz ama gerçekleştirmeyi ertelediğiniz ne varsa ,bunun için adım atın. Göreceksiniz çok keyifli. Gençlerle olmak ayrı keyifli . Çoğunun anne babası yaşındayım,bazılarının anne babasından daha büyüğüm .Hocaların çoğundan daha yaşlıyım .Ama hiç biri problem değil işte .Çok keyifliydi gerçekten . Dersler konusunda keşke çok daha iyi olsaydım ama olsun ,o kadar koşturmaya yine de fena sayılmam :)

Bizden haberler kısaca böyle ..
Çakıl Selen Bige'den sevgiler..  :)


17 Nisan 2012 Salı

Başlamak lazım :)

Biliyorum uzunnnn zamandır yoktum ortalarda. Artık yavaş yavaş dönme zamanı .

Yokolduğum zamanlarda neler yaptım hemen anlatayım istiyorum vazgeçmeden :)

Kızımın diyabetine hala alıştık demiyorum ,sadece kabul ettik ,arada inişli çıkışlı ama genelde mutlu mesut yaşamaya devam ediyoruz. Güzel prensesim hepimizden dirayetli çıktı. Arada itiraz etse de çok şükür iyi gidiyoruz. Temmuzda teşhis koyulalı 3 sene bitecek . Hem ne kadar uzunmuş diyorum hem de bu kadar hızlı mı gecti diyorum. İki duyguyu aynı anda hissetmek çok ilginç , ama oluyor işte .

Eskiden bu konudan bahsederken hemen gözyaşlarım yerlerinden fırlıyor anında sele dönüyordu. Artık daha iyiyim ama bu demek değildi ki hiç ağlamıyorum. Öyle anlarda doluyorum ki, genelde kimse görmeden ağlıyor ,rahatlıyorum ...

Kızımla ilgili herşey düzene girince ben de kendimi bir yerlere atayım dedim ,ÖSS sınavına girdim. 2 yıllık İngilizce Çevirmenlik bölümüne girdim . Geçen sene hazırlığı bitirdim ,bu sene 1.sınıf bitmek üzere. Seneye Allah kerim :) 42 yaşından sonra okumak ilginç ama keyifli gidiyor gerçekten de . Bir ara bu konuyla ilgili uzun uzun yazmalıyım. Bir kez daha anladım ki hiç bir şey için geç değil .İnsan her yaşta yeter ki istesin ,başarabiliyormuş ..

Onun dışında zaten yıllardır sevdiğim,ilgilendiğim bir hobi olan fotoğrafçılığı geliştireyim dedim ,kursuna gittim .Vakitsizlikten pek fotoğraf çekemesem de kendimden umutluyum ,iyi olacağım .

Şimdilik bu kadar diyor huzurlarınızdan ayrılıyorum :)

4 Şubat 2011 Cuma

Selam :)

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba ...

21 Mayıs 2010 Cuma

........

Nokta nokta ...

Ne yazayım?
Nasıl yazayım?
Neden yazayım ?

İçimden gelmiyor . Oysa neler düşünmüş, tasarlamıştım blogcuğum için.

İçinde her şey olacaktı. Biraz benden ,biraz ondan ,bundan ,şundan ...

Zaten benim yazasım yok, hiç bişey yapasım yok.
Hem blogumu da gören duyan var mı ki? :)

Kendi kendine duruyor burda ,napsın blogcuğum ?

Biraz hareket lazım ama kim verecek o hareketi ,nerdeee ?

6 Ocak 2010 Çarşamba

Hoşgel ve hoşgit 2010

Evet geldi nihayet 2010.

2009 burukluk bıraktı bende. Üzüntü bıraktı .

2010 ve sonraki yıllar umarım çok güzel geçer.

Pazartesi İstanbul'un yüksek yerlerinde kar vardı .Kızımı almaya gittiğimde nerdeyse 10 cm kar vardı .Oysa evimizin orası günlük güneşlikti .Tabi kar görünce aldım makineyi elime ve kızımın mutluluğunu çektim.

Buyrun seyredin ,İstanbul'un ilk karından kareler :)


4 Aralık 2009 Cuma

Yok , benden bişi olmaz halleri,

Evet aynen bu hallerdeyim şu sıralar.
Hiç bir şey yapmak istemiyorum.Zaten yapmıyorum da. Ne kitap okuyorum,ne sinema , tiyatro zaten yıllardır hayatımda yok.

Uf ,puf,çuf biraz da pof modları yani

Sıkmayayım kimseyi,kendi kendine geçer mi ki bu haller ?
Aynen böyleyim işte :))




5 Kasım 2009 Perşembe

Yine yeni yeniden :)

Yine uzun zaman oldu .Yine benim elim klavyeye gitmedi.

Bu sefer bloğumu güncelde tutmaya karar verdim ve aramıza oğlum Bambam'ı da aldım . :)

Tanıştırayım Bambam'ım ,çılgın oğlum Sertan Alp .Elektro gitarı çok seviyor ,şimdilik yarı oyuncak olanıyla idare ediyor .Hayali iyi bir elektro gitar kullanıcısı olmakmış :) İnşallah diyorum..




9 Eylül 2009 Çarşamba

Yazma zamanı

17Temmuzdan itibaren yaklaşık 1.5 ay geçti.

İlk zamanlara nazaran duygusal olarak daha iyiyim sanıırm.

Kızımın şeker düzeyi son derece normal. Balayı dönemine girdi. İnşallah çok uzun süre devam eder..

Hala insülin yapılmasına kızıyor ,ağlıyor ,kaçıyor ama çare yok ,tabi ki yapıyoruz .

Bloğuma uzun zamandır ilgi gösteremedim ,bundan sonra umarım daha sık yazacağım..

30 Temmuz 2009 Perşembe

Bugün 13.gün.Uğursuz sayı derler 13'e .Benim içinse bir anlamı yok.Sadece 13.gün bugün.Kızımın Tip 1 'le yaşamaya başlamasının 13.günü...